Yürümek


yürümek... 
nereye kadar yürümek bilemedim. 
arkadaşıma kaybolalım dedim. 
iki gün boyunca yürüyerek kaybolduk... 
ara sokaklar, caddeler... 
nerede olduğumuzu sorduk insanlara... 
güldük, eğlendik... 
iyi geldi yani... 
iki gün boyunca ortalama 20km yürümüşümdür...
ayağım su topladı zaten... 
yürümeye devam... 
bugün yağış olsa dahi saklandık bir yere... 
oturduk, çayı yudumlarken gök gürültüsü bize eşlik etti.
yaz sıcağının bunaltısı aktı gitti sanki... 
sonra asfalt toprak karışımı bir koku. 
sadece toprak kokusu olsaydı mis gibi derdim...
bir ara böylesi havada güneş gözlüğü takarak dolaştık. 
herkesin tepkisini tahmin edersiniz.
yürüdük.
otobüste iki adım ilerleyemeyen insanlara güldük. 
geçtik onları sonra ışıkların orada bekledik. 
ışıkların oradan geçerken de insanlara el salladık. 
saatimizi gösterdik. 
yüzleri solmuş, lanet trafik der gibiydiler. 
yürümek eğlenceli...
özellikle de birlikte güzel zaman geçirdiğiniz bir arkadaşınızla....
iki gün nasıl aktı anlamadım.
zaman böyle işte...
çok yorgunum...
son olarak Nazım Hikmet Diyorum....
burada kesiyorum...
kestim...

YÜRÜMEK


Yürümek; 

yürümeyenleri 
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak, 
havaları boydan boya yarıp ikiye 
bir mavzer gözü gibi 
karanlığın gözüne bakarak 
                              yürümek!..

Yürümek; 

dost omuzbaşlarını 
omuzlarının yanında duyup, 
kelleni orta yere 
yüreğini yumruklarının içine koyup 
                               yürümek!..

Yürümek; 

yolunda pusuya yattıklarını, 
arkadan çelme attıklarını 
                            bilerek 
                            yürümek...

Yürümek; 

yürekten 
gülerekten 
          yürümek... 

Nazım Hikmet

0 Yorum:

Yorum Gönder