Düş Düşünceleri





       Gece; soğuk ve karanlık... Ağaçlar rüzgarın sayesinde fısıldaşıyorlar. Gece hakkında sürekli düşünüyorlar, korkuyorlar, dedikodu yapıyorlar sanki...''gündüzü daha çok seviyorum'' diyor kimi, kimi de; '' gündüz daha eğlenceli, güneş ışığı, kuşlar,böcekler her tarafta ve mis gibi kokan bizler.''
      Gece; soğuk ve yalnız... Hepsinden en güçlü, en yüce, en gururlu, en duygusal olan...Çünkü o yalnızlığın ne kadar iyi olduğunu düşünerek yaşıyor.Eğer gündüz gibi olsaydı, hep saçma sapan neşe dağıtmaya çalışan, sevimli gözüken, ağaçların isteklerini doğanın isteklerini durmadan yerine getirmek için uğraşırdı. Yani, çevresinin altında ezilir, bir köle gibi olurdu. Tabi ki daha çok sevilen bir nitelik olabilirdi. İnsanlar bile geceye tapardı. İşlerini gece yaparlardı, gündüz uyurken gece hayatlarını yaşarlardı. Çünkü içleri huzurla doldururdu gece, gündüzün ışıkları yerine...
       O zaman hiç kendisi olamazdı. Yalnızlığıydı onu o yapan... Yalnızken doğanın, evrenin düşünmesine izin verir, kendisi susar ve evren konuşur. Sesini çıkartmadan ağlar. Kimse duymadan, hissetmeden kendine gelmeye çalışır. Ağaçları dinlerken kalbi kırılsa bile, Gece kendisinin soğuk ve yalnızlıgı üzerine gurur duyar. Bununla avunur.Çünkü kimse anlayamaz, zor olanı başarıyordur. Tek başına yaşamayı, kimseye aldırış etmeden... 
       Hiçbir insan gece kadar asil olamaz. İstese bile olamaz. En sonunda ağaçlara döner ve '' aranıza katılabilir miyim?'' der. Sonra da gündüzün kanatları altında köreliriz...


Gece... Gündüzün gelmesini bekler...