İnsanlar felsefenin
başlangıcının nerede olduğuna dair araştırmalar yapılmış ve fikirlerde
bulunmuşlardır. Alman Fizolof F.W.Nietzsche yunanlılara meraklı bir insandı. Bu
konuda pek çok fikirlere sahip, araştırmaları ile yunanlarılar hakkında bilgisi
olmakla birlikte felsefenin Thales’le başlatıldığı varsayılır. Peki neden
Thales?
Nietzsche
bunu Thales in suyu seçmesi olarak görmemektedir. Suyu seçmesinin açıklamasını
yapması Thales’i arkhe sorununa yönelmiştir. Thales suyu açıklamasında mitsel
bir açıklama yapmamıştır bunu bilimsel olarak, bilim adamı olarak açıklamaya
çalışmıştır. Thales ''her şey birdir'' düşüncesi ile yola çıktı ve evrenin ilk
maddesini (arkhe) su olarak gördü. Her şeyin döngüsündeki su, birdir ve hareket
halindedir. Her şeyin kaynağı su diyerek bunun kaynağını araştırdı. Dayanağı
ile birlikte temelini ortaya koydu, ilişkiyi özünü ortaya çıkardı. Din
seviyesine, mitsel ve tanrılarla açıklama yapmadı, rasyonelliğe başvurmuş, akıl
yolu ile açıklamalar yapmıştır. Bu da onu bilim adamı seviyesine çıkarmasını
sağlamıştır. Mesela günümüzde bile her şeyi tanrının vereceğini dua ederek
elinde sonunda tanrının insana istediğini vereceğini düşünen pek çok kişiler
vardır. Hiçbir şey yapmadan ''hazıra konma'' düşüncesi duaya bağlı derim buna.
İnsanların çoğu buna inanır ve sonunda istediğini aldığında '' Allah verdi''
veya ''tanrı verdi'' denir. Oysaki istediği nesne veya şeyi çaba gösterse belki
daha çabuk elde edebilir. Ya tanrı ona istediğini vermeseydi? Kim bilir insan
belki de hayatı boyunca o nesneyi beklerdi...
Thales yunanlı ve o yunanlı ise felsefenin yunanlılarda başladığını da söyleyebiliriz. Yunanlılar felsefeyi felsefe yapmak için oluşturmadılar. Onların hayatlarında felsefeyi kurcalayan sorular vardı. Nedensiz değildir, bugünün insanları gibi adım kalsın diye iş yapanlar hiçbir şey yapamazlar. Onlar yaptıkları işin adını koydular ve felsefe dediler. Kafalarında sürekli bir soru ve merak vardı ve bu şekilde oluştu. Sorunları çözmek için oluştu felsefe.
Peki neden Mısırda başlamadı da Yunanlılarda başladı? Thales’in mısırlılardan etkilendiği açıktır. Matematik, astronomi bilgilerini mısırdan almıştır. Fakat bu soruyu karşılamaz. Thales felsefe yaparken mısır ve Mezopotamya mitoloji ile uğraşıyorlardı. Nietzsche bu soru üzerine yoğunlaşırsak yunanlıların güzellikleri göremeyeceğimizi savunur. Bazı insanlar ise mısırda başladığını söyler .Fakat bunun için yeterli kanıt yoktur. O yüzden bu sayılmamıştır. Mısır ve Mezopotamya halkı Mitoloji ile uğraştıkları için Rasyonel düşünme ortamları yoktu.Nietzsche felsefenin tohumlarının yunanlılar olduğunu Mısır ve Mezopotamya da bunları göremeyiz demiştir.
Felsefe nasıl bir ortamda yapılmalı? Bir kere felsefe hastalıklı toplumlarda yapılmamalı, buradan kastım toplum sorunlarıdır. İnsanlar değişiyor toplum çatışıyorsa felsefe yapma ortamı olmaz. Mesela; dışarıya adım attığında insanlar birbirini öldürüyor, bir çatışma ortamı can güvenliği sorunu varsa bundan başka bir şey düşünemeyiz değil mi ? Hayatta kalma düşünülebilir. Bu gibi durumda iken nasıl felsefe yapabiliriz ki?
Yunanlılar böyle değildi. Belli bir düzen vardı ve yunanlılarda Aristokratların boş zamanları vardı. Kölelerdi sistemi yürüten. Felsefe uygun bir eğitim, siyaset, kültür, dil ortamı gerektirir. Bu ortam vardı yunanlılarda, sorun vardı ve sorunlarla yaşayan çözümleme arayışında olan insanlar vardı. Tıpki Thales, Anaksimenes, Herakleidos, Parmenides gibi... Nietzsche '' yunanlılar sorunları keşfettikleri yerde felsefe yapmaya başlamışlardır. Yunan ulusu felsefenin başlaması konusunda kimsenin göstermedi şeyleri göstermiştir.'' der. Felsefe kendini güçlü hissettiğin zaman yapılır. Toplumlar içinde öyle...
Nietzsche '' başka toplumların azizleri, yunanlıların bilginleri vardır'' der. Mesela; orta çağda kilise hakim iken insanların üzerinde, onu yap bunu yap diyerek kutla halinde yönetilirdi insanlar.Oysaki bilginler böyle değildir. Ayrıca konuşma ortamı olmayan bir toplum felsefe yapmayı bilmez. Bilginler bu yüzden önemlidir. Bir toplumun kültürü de felsefe yapmaya uygun değilse onu yasaklar. Örneğin; namusun ne olduğunu düşünüyorsun, bunu sorguluyorsun, çevrende sorguladığında '' sus namus namustur'' diyerek ayıplanıyorsun. Sorgulamak ayıplamak veya ayıplanmak değildir. Bu bir meraktır. Bir nesne hakkında düşünmektir, bir olgu hakkında. Felsefe işte bu yüzden var ve felsefe insana düşünmeyi, sorgulamayı ögretir. Sorunu keşfetmeyi, sorun üzerine düşünmeyi ve bunu çözüme ulaştırmak için felsefe yaparız. Uygun ortam olduğu sürece...
BEGÜM ÇUBUK
FELSEFE I
Thales yunanlı ve o yunanlı ise felsefenin yunanlılarda başladığını da söyleyebiliriz. Yunanlılar felsefeyi felsefe yapmak için oluşturmadılar. Onların hayatlarında felsefeyi kurcalayan sorular vardı. Nedensiz değildir, bugünün insanları gibi adım kalsın diye iş yapanlar hiçbir şey yapamazlar. Onlar yaptıkları işin adını koydular ve felsefe dediler. Kafalarında sürekli bir soru ve merak vardı ve bu şekilde oluştu. Sorunları çözmek için oluştu felsefe.
Peki neden Mısırda başlamadı da Yunanlılarda başladı? Thales’in mısırlılardan etkilendiği açıktır. Matematik, astronomi bilgilerini mısırdan almıştır. Fakat bu soruyu karşılamaz. Thales felsefe yaparken mısır ve Mezopotamya mitoloji ile uğraşıyorlardı. Nietzsche bu soru üzerine yoğunlaşırsak yunanlıların güzellikleri göremeyeceğimizi savunur. Bazı insanlar ise mısırda başladığını söyler .Fakat bunun için yeterli kanıt yoktur. O yüzden bu sayılmamıştır. Mısır ve Mezopotamya halkı Mitoloji ile uğraştıkları için Rasyonel düşünme ortamları yoktu.Nietzsche felsefenin tohumlarının yunanlılar olduğunu Mısır ve Mezopotamya da bunları göremeyiz demiştir.
Felsefe nasıl bir ortamda yapılmalı? Bir kere felsefe hastalıklı toplumlarda yapılmamalı, buradan kastım toplum sorunlarıdır. İnsanlar değişiyor toplum çatışıyorsa felsefe yapma ortamı olmaz. Mesela; dışarıya adım attığında insanlar birbirini öldürüyor, bir çatışma ortamı can güvenliği sorunu varsa bundan başka bir şey düşünemeyiz değil mi ? Hayatta kalma düşünülebilir. Bu gibi durumda iken nasıl felsefe yapabiliriz ki?
Yunanlılar böyle değildi. Belli bir düzen vardı ve yunanlılarda Aristokratların boş zamanları vardı. Kölelerdi sistemi yürüten. Felsefe uygun bir eğitim, siyaset, kültür, dil ortamı gerektirir. Bu ortam vardı yunanlılarda, sorun vardı ve sorunlarla yaşayan çözümleme arayışında olan insanlar vardı. Tıpki Thales, Anaksimenes, Herakleidos, Parmenides gibi... Nietzsche '' yunanlılar sorunları keşfettikleri yerde felsefe yapmaya başlamışlardır. Yunan ulusu felsefenin başlaması konusunda kimsenin göstermedi şeyleri göstermiştir.'' der. Felsefe kendini güçlü hissettiğin zaman yapılır. Toplumlar içinde öyle...
Nietzsche '' başka toplumların azizleri, yunanlıların bilginleri vardır'' der. Mesela; orta çağda kilise hakim iken insanların üzerinde, onu yap bunu yap diyerek kutla halinde yönetilirdi insanlar.Oysaki bilginler böyle değildir. Ayrıca konuşma ortamı olmayan bir toplum felsefe yapmayı bilmez. Bilginler bu yüzden önemlidir. Bir toplumun kültürü de felsefe yapmaya uygun değilse onu yasaklar. Örneğin; namusun ne olduğunu düşünüyorsun, bunu sorguluyorsun, çevrende sorguladığında '' sus namus namustur'' diyerek ayıplanıyorsun. Sorgulamak ayıplamak veya ayıplanmak değildir. Bu bir meraktır. Bir nesne hakkında düşünmektir, bir olgu hakkında. Felsefe işte bu yüzden var ve felsefe insana düşünmeyi, sorgulamayı ögretir. Sorunu keşfetmeyi, sorun üzerine düşünmeyi ve bunu çözüme ulaştırmak için felsefe yaparız. Uygun ortam olduğu sürece...
BEGÜM ÇUBUK
FELSEFE I