Sen, ben kimiz ki?


 
            Bazen öyle anlar gelir ki dibe battığımızı hissederiz. Kurtarıcımız yoktur hayatta. Tek çare sizsinizdir. Umudunuz iyice yıpranmış sessizce beklemekten başka düşünceniz yoktur. Ne yi bekliyoruz ki? Ayrıca hayat her zaman bu kadar zor olmak zorunda mı? Evet, zorunda yoksa ona hayat diyemezdik. İnsan tam yeşermeye başlayacağı sırada, karanlıktan çıkmaya çalıştığı sırada yine bir hayat vurgunu ve yine bir dibe batış… Sorun toplumsal olmakta mı? Sorun sadece dibe batan kişi mi? Yoksa topluma bağlı yaşamak insanların içindeki yalnızlık olmak mı? Çok soru, çok sorun ama cevap ve çözüm yok. Sonsuzluk belirtisi içindeki hal, fakat insanın ömrü buna yetmez. Hep dipte yaşanmaz. “biliyorum, farkındayım” cümlelerle de sorun çözülmez. Ya mahkûmuz yalnızlığa ya da toplumun kölesiyiz. Kendi arzularımızın tatminliği değil, başkasının arzularını tatmin etmenin köleliği için mi buradayız? Amacımız ne? Para kazanmak mı? İyi bir eş olmak, iyi bir anne-baba olmak, ferrariye sahip olmak mı? Ya da ferrarisini satan bilge olmak mı? İnsan umudunuz yitirmişse hiçbir şekilde yeşeremez. Aşk, para, bilgi hiçbir şey yaşama isteğinin önüne geçemez. Öncelikle insan yaşamak istemeli ki ardı gelsin.

4 Yorum:

Yazınız etkileyici ama keşke daha uzun bir yazı olsaydı. Sanki kendimi bulmaya başlamıştım yazının içinde, acabağa dedim çözümünü de bulacak mıyım, o sırada konu benden uzaklaştı ve yazı biti. Teşekkür ederim yazınız için.

 

Takipteyim artik..yazinizi begendim...bana da beklerim www.mugekokluatik.blogspot.com

Sevgiler

ates boceginin annesi Muge:)

 

teşekkür ederim bende sizi takip ediyorum artık :)

 

düşünmeden yaşamak en iyisi.
:)

 

Yorum Gönder